BT giderek hayatımızın önemli bir parçası haline geliyor. Büyük yazılım firmaları dahil herkes tüm bu yenilikleri bünyesine katma konusunda adeta yarış halindeler. Peki firmaların bu teknolojiye adapte olması mümkün mü? Bu sorunun cevabı firmaların bulut bilişim ile ne derece ilişkili olduğu hangi servis yapısını (Iaas, Paas, Saas) kullanmak istediğine göre değişkenlik gösteriyor.
Günümüzde Bulut Bilişim üzerine çok konuşulan bir konu olmasına rağmen az somutlaşmış bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bilindiği gibi bu sistemde sadece servisler, uygulamalar ve veriler yerel bilgisayarınızda değil internet üzerinde bulunan sunucularda tutuluyor. Internet’e bağlanan herhangi bir bilgisayar üzerinden bu uygulamalara, servislere ve verilere istediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. Bulut getirdiği tüm bu yeniliklerin yanında tüm kullanıcılarına birçok avantajıda beraberinde getiriyor. Veri senkronizasyonun ortadan kalkması, Düşük Donanım Maliyeti, Gelişmiş Performans, Düşük Yazılım Maliyeti, Güncelleme sorunun ortadan kalkması, Sınırsız Depolama gibi avantajlarının olması başta büyük yazılım firmaları olmak üzere herkesin ağzını sulandırıyor.
Tüm bu avantajlarının yanında büyük yazılım firmaları dahil buluta yönelecek herkesin göz önünde bulundurması gereken hususlarda bulunuyor. Sabit internet bağlantısı, düşük hızlarda uygulamaların düzgün çalışmaması, Sistem güncellemeleri, Deneyimsiz çalışanlar ve belki de en çok üzerinde durulması gereken konu güvenlik.
Bulut teknolojisinde güvenliğin tamamen servis sağlayıcının elinde olması tüm buluta yönelen ve yönelecek olan firmaları en çok düşündüren konu durumunda.
Verilerinizin korunmasında hizmet sağlayıcıya güvenmek zorunda kalmanızın yanı sıra servis sağlayıcıya düzenlenecek muhtemel bir saldırıda kurumların kendilerine ait sunucuların etkilenmesi de muhtemel olasılıklardan biri. Yakın zaman içerisinde Çin’de yaşanan Gmail saldırısını buna örnek olarak verebiliriz. Bulut Bilişim’in avantajları ve dezavantajlarından kısaca bahsettikten sonra şimdi birazda bulut’un temel yapısına değinelim. Günümüzde sanallaştırma teknolojisi oldukça yaygınlaştı. Sanallaştırmanın bir diğer önemli yanı ise bulut bilişimin temelini oluşturması.
Bulut alt yapısını kullanacak olan kullanıcı bu alt yapıya kayıt olur ve sisteme giriş yapar geriye kalan tüm işlemleri bulut alt yapısı halleder. Bulutu kullanan kullanıcıların herhangi bir ek yazılım yüklemesine ya da konfigürasyon işlemleri ile uğraşmasına gerek kalmaz. Kullanıcının tüm bu işlemleri servis sağlayıcı tarafından sağlanır. Bulut Bilişimin belki de en çarpıcı özelliği kullandığın kadar öde modelidir. Klasik BT alt yapısına yapılan harcamaların azalması, kesintisiz kullanımın sağlanması, sürekli güncelleme derdinin olmaması kullanıcıları buluta yönlendirecek diğer önemli etkenlerdir. Bir işletmenin BT alt yapısı için bilgisayarlar, sunucular, yazıcılar ve diğer cihazlar ile uygulama, yedekleme üniteleri ve tüm alt yapıyı besleyen UPS cihazları, jeneratörler, sistem odaları, iklimlendirme ve güvenlik için kamera cihazları gerekir. Tüm bu sistemlerin kurulması, bakımının sağlanması, sistemde meydana gelebilecek hataların önceden belirlenmesi ise ayrı bir efor gerektirir. Kullanıcılar tüm bu işlemleri servis sağlayıcı firmanın kendisine tahsis ettiği self-service portal üzerinden verildiğini düşünürsek firma klasik BT alt yapısına harcadığı tüm bu maliyete göre daha kazançlı bir yatırım yapmış olur. Pek çok firma açısından bulut bilişim göz alıcı bir model olsa da tamamen servis sağlayıcı ve internet’e bağlı kaldığınız bir model. Buluta gidilecek yolda tüm seçim firmalara kalmış gibi gözüküyor. Buluta yönelecek firmalar için en mantıklı seçim tüm BT alt yapısı yerine sadece belirli bir servisi buluta taşımak.(Sharepoint, Exchange gibi).
Örneğin bir şirket mail servisi için mail sunucu yazılımı, lisanslama, yedekleme, firewall, antivirüs yazılımı gibi birçok miktarda harcama yapmaktadır. Tüm bu harcamaları yapmak yerine tüm bu servisleri buluttan sağlayarak piyasadaki rakiplerine karşı rekabette daha üstün duruma geçebilirler. Bulut Bilişim tüm bu getirdiği yeniliklere istinaden kullanıcılara belirli servis modellerini de sunmaktadırlar.
-Software as a Services:Kullanıcıların verilerini, servislerini ve uygulamalarını kendi sistemlerinde kullanmak yerine bulut sunucular üzerinden işlemlerini gerçekleştirmelerini sağlayan bir yapıdır. Kullanıcılar ne sunucularla ne alt yapı ile ne de işletim sistemleri ile uğraşmalarına gerek kalmaz. Kullanıcılar web browser’larını kullanarak bu uygulamalara erişebilirler.
-Platform as a Services: Bu modelde servis sağlayıcı müşteriye kendi uygulamasını geliştirebileceği bir ortam sağlar. Kullanıcı kendi uygulaması dışında üzerinde çalıştığı platformu kontrol edemez.
-Infrastructure as a Services:Alt yapının servis sağlayıcı tarafından sağlandığı kullanıcının ağ kaynakları, depolama gibi kaynakları imkanların el verdiği derecede yapılandırabildiği bir modeldir.
Tüm bu servislerden kısaca bahsettikten sonra kısa örneklerle bunları açıklayalım. Bir yazılım firması uygulama geliştirirken birçok yazılım paketi almak yerine bunu buluttan sağlarsa birçok yazılım paketinin bedelini ödemek zorunda kalmaz. Gereksiz yazılım ücretlerinden de fayda sağlamış olur. Bir yazılım firması kendi geliştirdiği uygulamayı(bu bir otomasyon programı da olabilir) kendi sunucuları üzerinden sunduğunda birçok etkeni düşünmek zorundadır. Örneğin sistem odası, sunucuların durumu, iklimlendirme, jeneratörler vb. gibi. Tüm bu etkenleri düşünmek yerine tüm BT alt yapı hizmetini buluttan sağlarsa bahsettiğimiz tüm bu etkenlerden tasarruf sağlamış olur. Birlikte çalıştığı firmalara ise kesintisiz 7×24 bir hizmeti de beraberinde sağlar.
Bulut Bilişim Çözüm Türleri
Public Cloud: Tüm BT alt yapısının dışarıya taşındığı bir modeldir.Bu çözüm özellikle kişisel kullanım için uygundur.(Dropbox, Box.net, Gmail) Public Cloud teknolojisi kişisel hatta orta ölçekli firmalar için düşük maliyetli çözümler sunmaktadır.(Amazon ve Google en bilinen örnekleridir.)
Private Cloud:Genellikle büyük şirketlere hitap eder.Şirket kendi bulutunu kurar.Genel bulut alt yapısı giderlerinde firmalara oldukça avantaj sağlar.
Hybrid Cloud:Private ve Public Cloud’un birlikte kullanımına denir. Private Cloud kişisel kullanımlar için Public Cloud ise kurumsal kullanımlar için tercih edilir. Şirket kendi faaliyet alanına ve mevcut yapısına uygun olarak istediği bulut tipini tercih edebilir.
Temelde oldukça basit ve avantajlı olarak görünen bulut bilişim yaşatacağı hukuki problemler açısından tam bir muamma durumunda. Bulutta asıl problem sınır ötesi veri akışı ve olası hukuki problemlerin doğduğu yerin belirlenememesi. AB ülkelerine bulut hizmeti sunacak firmalar AB direktiflerine göre AB ülkeleri dışında kuracakları veri merkezlerinin bulunduğu ülkelerin AB yasalarının belirlemiş olduğu veri koruma güvenlik seviyesinde olması gerekir.
Sonuç olarak bulut bilişim teknolojisinden yararlanacak olan firmalar servis sağlayıcılarla arasında sözleşme şartlarını net olarak belirlemeli ve kendi üzerine düşecek görevleri harfiyen yerine getirmelidirler.